Yazar: Yasemin Çil, Mağazanolsun CEO
Bir kadın bir anne ve bir girişimci olarak yıllardır sahada edindiğim deneyimler bana Türkiye’nin dijital ekonomiye katılım mücadelesinin aslında çok daha derin bir hikaye taşıdığını gösterdi. Bu ülkede üretme isteği hiçbir zaman eksilmez. Ancak uzun yıllar boyunca klasik e-ticaret modelleri yüksek maliyetler karmaşık süreçler ve büyük platformların baskın yapısı nedeniyle özellikle kadınların emeklilerin gençlerin ve teknolojiye uzak bireylerin bu alana adım atmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu.
İşte Mağazanolsun’un sosyal e-ticaret vizyonu tam olarak burada doğdu. Biz ticareti yalnızca ürün satmak olarak görmüyoruz. İnsanların emeğini zamanını ve sosyal çevresini dijital ekonomiye dönüştürebilmesini sağlayan modern ve erişilebilir bir model olarak görüyoruz. Sosyal e-ticaret bizim için fırsat eşitliğinin dijital karşılığıdır.
Geleneksel e-ticaretten farklı olarak ürün tedariği depo yönetimi kargo anlaşmaları ve reklam maliyetleri gibi ağır operasyonları kullanıcıların üzerinden kaldırıyoruz. İnsanlar yalnızca tanıtım yapıyor ve elde ettikleri geliri net bir şekilde görüyor. Bu nedenle sosyal e-ticaret Türkiye’nin ekonomik gerçeklerine en uygun modele dönüştü.
Bugüne kadar beş binden fazla kişiyi sosyal e-ticaretle tanıştırdık. Türkiye’nin pek çok şehrinde gerçekleştirdiğimiz buluşmalar eğitimler ve kamplar insanların bu modele duyduğu ihtiyacı çok net ortaya koydu. Antalya’dan Trabzon’a Diyarbakır’dan İzmir’e kadar gittiğim her şehirde aynı cümleyi duydum. Ben de yapabilirim. İşte sosyal e-ticaretin ruhu budur. İnsanlara kendilerine uygun bir yol açtığınızda ekonomik özgüven doğal olarak büyür.

Bu yolculuğun en dikkat çekici dönemeçlerinden biri Alanya’da düzenlediğimiz üç günlük E-Ticaret Kampı oldu. Yoğun katılımla geçen bu kamp Türkiye genelinde yirmiden fazla mecrada haber oldu ve sosyal e-ticaretin artık ülke çapında bilinen bir dönüşüm modeli haline geldiğini gösterdi.
Ankara’daki E-İhracat Zirvesi’nde Sayın Prof. Dr. İbrahim Kırçova’nın moderatörlüğünde sosyal e-ticaret ve yapay zeka destekli yeni ticaret modellerini anlatma fırsatı bulduğum oturumda da aynı sorularla karşılaştım. İnsanlar ticaret yapmak istiyor fakat bunun yalnızca teknolojiyle değil insanla uyumlu bir model olmasını talep ediyor. Sosyal e-ticaretin gücü de buradan geliyor. Bu model insanı merkeze alıyor.
Bugün kamuoyunda bilinen başarı hikayeleri de bunun kanıtı niteliğinde. Niğde’de yaşayan ev hanımı Özlem Taş ilk ayında eşinin maaşına yakın gelir elde ederken bugün aylık yüz binlerce liralık ciroya ulaşmış durumda. Yıllarca asgari ücretle çalışan Tuğrul Akseli ise bugün kendi alanında en güçlü sosyal e-ticaret liderlerinden biri. Bu başarılar birer istisna değil. İnsanlara uygun bir yol sunulduğunda başarı ulaşılması zor bir hedef olmaktan çıkıyor.
Şimdi sosyal e-ticaret Türkiye’de yeni bir aşamaya geçiyor. Evden e-ihracat dönemi başlıyor. Artık Türkiye’nin neresinde olursa olsun bir kadın bir genç bir emekli ya da engelli birey yalnızca telefonunu kullanarak dünyanın dört bir yanına satış yapabilecek. Avrupa ülkelerinde ve Türk Cumhuriyetlerinde kurulacak depolar yirmi üç dile kadar otomatik içerik üretebilen yapay zeka destekli altyapımız ve kullanıcıyı operasyon yükünden tamamen kurtaran sistemler sayesinde sosyal e-ticaret sınırları aşan bir modele dönüşüyor.
Mağazanolsun olarak biz sosyal e-ticareti sadece bir iş modeli değil insanların kendi ekonomik yolculuğunu başlatabildiği bir toplumsal dönüşüm olarak görüyoruz. 2016’dan bu yana attığımız her adımın temelinde bu ülkede dijital ekonominin büyüyenlerin değil büyümek isteyenlerin alanı olması hedefi yatıyor.

Bugün tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki sosyal e-ticaret Türkiye’nin gerçek potansiyelini ortaya çıkarıyor. Biz de Mağazanolsun olarak bu dönüşümün öncüsü olmaya daha fazla insana ulaşmaya ve Türkiye’nin üretim gücünü dünyayla buluşturmaya devam edeceğiz. Çünkü bu ülkede her bireyin dijital ekonomiye katılmayı hak ettiğine inanıyorum ve bu inançla yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz.




























