
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, blog sayfasında Hindistan iş seyahati hakkında bir makale kaleme aldı:
HİNDİSTAN NİYE BU KADAR KALABALIK?
Sabah sekizde lobide buluşup fabrikamızın bulunduğu Chandigarh’a ulaşmak için Delhi havaalanına doğru yola çıktık. Ülkelerarası seyahat ederken tarifeli havayolları hem ucuz hem de uçağınız THY ise oldukça konforlu oluyor. Ülke içinde seyahat ederken ise zamanı iyi kullanmak için bazen özel uçak kiralamayı tercih ediyorum. Yeni Delhi özel uçuş terminaline geldik. Küçük ama sevimli bir yerdi hatta bir köşesinde Nvya Galeri küçük bir sergi açmış ve çeşitli Hintli ressamların resim ve heykellerini sergiliyordu. Camlı bölgeye camdan yapılmış çok şirin bir Langırt makinası yerleştirilmişti.

Beklerken gözüme masanın üzerindeki Modi@20 Dreams Meet Delivery isimli kitap ilişti. Sayfalarını çevirdim. Hindistan Başbakanı Modi’nin 20 yıllık siyasi liderliğini ve yönetim tarzını anlatan bir kitaptı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi (*), 2014’te göreve gelmesinden bu yana birçok reform ve politika ile Hindistan’ın ekonomik, sosyal ve siyasi yapısında büyük etkiler yaratan bir lider, tabii hem olumlu bulanlar ve hem de eleştirenler var. Ziyaret ettiğim ülkelerin liderleri, onların düşünüş tarzları arasındaki benzerlik ve farkları hep merak eder, incelerim.
Bir saatlik uçuştan sonra Chandigarh havaalanına indik. Bizi kocaman rengarenk bir gitar havaalanının içinde karşıladı. Daha önce de belirttiğim gibi Hindistan’ın her köşesinde bu tür sembolik eğlenceli heykel türü eserleri görmek mümkün. Dışarıda ise kafalarında dastarları ile bizi bekleyen, neredeyse her valize bir Sih taşıyıcı ilginç bir görüntü oluşturuyordu. Bu taşıyıcıların valizlerimizi bir havuz problemi çözercesine bagaja yerleştirme çabası ise görülmeye değerdi.

Kısa sürede fabrikamızın olduğu Sirmour bölgesindeki Kala Amb kasabasına doğru yola çıktık. Öğrendiğimize göre Chandigarh’ın nüfusu 1 milyon 200 bin, Sirmaur bölgesinin nüfusu ise 530 bin kişi, bizim fabrikanın olduğu Kala Amb kasabasının nüfusu ise 30 bin kişi. Chandigarh Haryana ve Pencap eyaletlerinin başkenti, herhangi bir eyalete bağlı değil. Haryana ve Pencap eyaletlerinin nüfusları ise yaklaşık 30’ar milyon.

Bu fabrikayı United Biscuits 2008 yılında Hindistan pazarına girebilmek için almış. Burada 500 kişi çalışıyor. Fabrikada önce bir brifing aldık. İlk ziyaretimde düşük standardı olan küçük bir tesis iken şimdi yapılan yatırım ve eğitimlerle pladis global standartlarımızı yakalamışlar. Hindistan pazarındaki artan talebi karşılamak için planlarını ve yatırım önerilerini anlattılar.

Ardından fabrika gezisi yaptık. Tüm hatları inceledik, vasıflarını gözden geçirdik. Birlikte nelerin, nasıl yapılacağı konusunda tesis başında küçük toplantılarımız oldu. Ben “bisküviciyim “deyince bana “hala mı?” der gibi bakanlar, belki küçümseyenler oluyor. Ama gerçekten öyleyim ve fabrika gezerken, ürün hatları arasında dolaşırken, üretim personelimizle görüş alışverişinde bulunurken keyif alıyorum ve bundan vazgeçmem mümkün değil!

Tesis gezimizin bitiminde yerel fast food ve içeceklerle açlığımızı gidererek fabrika çalışanlarımızla bahçede hatıra fotoğrafı çektirdik. Sonra 1,5 saatlik geri dönüş yolculuğumuz başladı.

Candigarh’a geri döndüğümüzde hava kararmaya başlamıştı; hemen GOYA yapmak üzere piyasaya yöneldik. Gördüklerim beni memnun etti. Arkadaşlarım çok güzel raf düzenlemeleri yapmışlar. Godivalar’ımızı da burada raflarda görmek sürpriz oldu. Çok yakında Hindistan pazarında Godiva’nın daha fazla bilineceğinden şüphem yok.

Bu arada GOYA’larken dikkatimizi çeken birçok şey oldu. Bunlardan biri mücevher dükkanının önünde çift namlulu tüfeği ile oturan bir Sih (**) güvenlik görevlisi idi. Buralarda özellikle lüks mağaza, otel veya restoranların girişinde böyle güvenlik görevlilerine rastlamak oldukça normal.

Sonra GOYA ekip hep birlikte yemeğimizi yedik ve günün anısına Marriott otelinin çağdaş tasarımlı resepsiyonunun önünde fotoğraf çektirdik. Yarın sabah Lucknow‘a GOYA yapmak üzere uçacağız. Sonraki gün Agra ve Taj Mahal. Bakalım bizi neler bekliyor.
(*) Modi’nin Hindistan’ın ekonomik büyümesini ve küresel statüsünü artırmada etkili olduğunu düşünenler fazlaca. Toplumsal eşitlik, azınlık hakları ve işsizlik gibi alanlarda önemli eleştiriler de alıyor. Modi, destekçileri tarafından Hindistan’ı dönüştüren bir lider olarak görülürken, karşıtları onun politikalarının toplumsal uyum ve eşitlik üzerinde olumsuz etkiler yarattığını savunuyor.
Modi genel olarak güçlü ve merkeziyetçi bir liderlik tarzını benimsemiş. Ancak bu, danışma mekanizmalarını dışladığı anlamına gelmiyor. Bu durum, reformların hızlı uygulanmasını sağlarken eleştirel seslerin yeterince duyulmadığı algısını da yaratmaktadır.
Hindistan Niye Bu Kadar Kalabalık?
Hindistan’ın büyük nüfusu ve artan orta sınıf tüketimi, sektörün büyümesinde önemli bir itici güç olmuştur. Hindistan’ın nüfusu, 1950’den günümüze kadar istikrarlı bir şekilde artmış. Hindistan’ın nüfusu, 1950 yılında 359 milyonmuş. Bugün 1 milyar 430 milyona ulaşmış yani Türkiye nüfusunun yaklaşık 17 katı. Çin’in 1950’de nüfusu 554 milyon, bugün 1milyar 408 milyon. Hindistan 75 yılda Çin’i bile geçmiş. Bakın yıllara göre nüfusu şöyle:
- 1950: 359 milyon
- 1960: 450 milyon
- 1970: 555 milyon
- 1980: 683 milyon
- 1990: 846 milyon
- 2000: 1,053 milyon
- 2010: 1,230 milyon
- 2020: 1,380 milyon
- 2025: 1,430 milyon (tahmini)
Bu artışta en büyük etken tabii ki yüksek doğum oranlarıdır. Buna sebep ekonomik ve kültürel nedenlerle büyük ailelerin tercih edilmesi olmuştur. Çocuklar, kırsal kesimlerde ekonomik bir destek kaynağı olarak görülmektedir. Tıp alanındaki gelişmeler, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi ve aşı programları sayesinde bebek ölümleri ve genel ölüm oranları azalmıştır. Hindistan, 1970’lerden itibaren nüfus artışını kontrol altına almak için çeşitli politikalar uygulamış, ancak bu programların etkisi sınırlı kalmıştır. Bazı bölgelerde erkek çocuk beklentisi nedeniyle aileler daha fazla çocuk sahibi olmayı tercih etmiştir.
Modi döneminde ülke güçlü bir ekonomik performans sergileyerek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline geldi. Nominal olarak dünyanın beşinci, satın alma gücü paritesine göre ise üçüncü büyük ekonomisi konumunda. Hindistan ekonomisi, 2023 yılında %7 ve 2024 yıllarında %7 oranında bir büyüme kaydetmiş. 2025’te ise %6,4’lük bir artış öngörüyorlar.
Hizmet sektörü, Hindistan ekonomisinin yaklaşık %55’ini oluşturarak bilgi teknolojileri, telekomünikasyon, mali hizmetler ve turizm gibi alanlarda önemli bir rol oynuyor. Üretim, inşaat ve madencilik sektörleri ekonominin %25’ini, tarım ise %15’ini oluşturuyor ve istihdamın yaklaşık %50’sini sağlıyor.
Hindistan’ın ihracatı 2023 yılında 770,18 milyar dolar, ithalatı ise 892,18 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılı itibarıyla enflasyon oranı % 6,21, işsizlik oranı ise %8,7 olarak kaydedilmiş. Hindistan, sürdürülebilir inovasyon ve ekonomik reformlarla 2027 yılına kadar Japonya ve Almanya’yı geride bırakarak dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olmayı hedefliyor.
Bu tabloda Hindistan’ın perakende sektörü 2023 itibarıyla yaklaşık 1,3 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşmış ve 2030’a kadar 2 trilyon doları aşması bekleniyor. Bu sektör yaklaşık %8 ile en büyük istihdam kaynağıdır.
(**) Sihler, 15. yüzyılda Hindistan’ın Pencap bölgesinde Guru Nanak tarafından kurulan monoteist yani tek tanrılı bir dinin mensuplarıdır. On Guru’nun öğretileri üzerine kurulmuş. Guru Granth Sahib adındaki kutsal kitap, Sihlerin ana rehberi.
Temel öğretileri: Tek ve evrensel bir Tanrıya inanıyorlar. Kast sistemine karşılar ve tüm insanların eşit olduğunu savunuyorlar. Alın teriyle kazanç sağlamayı ve dürüst olmayı önemsiyorlar. Topluma hizmet etmek, yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmek esas amaçlarıdır. Tanrı’nın ismini anmak ve meditasyon yapmak da inançlarının bir parçası.
İlk yazıda da belirttiğim gibi Sihler, dastar adı verilen türbanlarıyla tanınıyor. Bu türban, dini ve kültürel kimliklerinin bir parçası. Türban başlarını örtmek ve saçlarını korumak için takılıyor. Sihizm’de saç kesmek yasak. İlk tüyleri çıktığından sonra hiç traş olmuyorlar. Sakallarını ince bir file, saçlarını ise türban gibi bir başlık içinde topluyorlar.
Sihler, “Beş K” olarak bilinen beş önemli sembolü taşırlarmış. Saç kesmeme kuralını biliyordum ama diğerlerini yeni öğrendim.
1.Kesh (kesilmemiş saç): Tanrı’nın yarattığı doğal hali korumak için saç kesilmez.
2.Kangha (tarak): Temizlik ve düzeni simgeler.
3. Kara (demir bilezik): Tanrı’nın sonsuz gücünü ve doğru yaşamı temsil eder.
4.Kirpan (küçük kılıç): Adaleti savunmak ve zayıfları korumak sorumluluğunu simgeler.
5. Kachera (şort tarzı don): Saflık ve öz disiplin anlamına gelir.
Dünyada 25, Hindistan’da yaklaşık 20 milyon Sih yaşıyormuş. Hindistan’daki büyük azınlık gruplardan biriymiş. Sihler çoğunlukla Pencap bölgesinde yaşıyor. Ekonomik durumları iyi ve sosyal hayatta güçlüler. Tarım, iş dünyası, ordu ve siyasi alanlarda aktif roller üstlenirler. Gurudwara’da yani tapınaklarında Langar yani herkes için ücretsiz yemek sunulur.