Dededen aldığı doğal formülle Tadıbu deyip devlere kafa tutuyor

Türkiye’de en çok sevilen ve tüketilen ürünlerin başında gelen kakaolu fındık kreması aynı zamanda sosyal medya kullanıcılarının da üzerinde en çok bahsettikleri konulardan biri. Son dönemde Ankaralı bir firmanın bu alandaki ürünü Nutella ve Çokokrem gibi sektörün çok satan ürünleriyle birlikte anılmaya başladı. Doğal, lezzetli ve katkısız olarak tüketici tarafından nitelendirilen Tadıbu isimli kakaolu fındık kremasını üreten ve dededen kalma yöntemlerle helva, lokum gibi geleneksel ürünlere de hayat veren Abdurrahman Tatlıcı markasının 3. kuşak temsilcisi Abdurrahman Tatlıcı ile konuştuk. Tatlıcı, geleneksel bir şirketi korumanın zorluklarından üretime, kriz dönemlerinde ayakta kalmaktan ihracata kadar pek çok konuda HardwareLab’a konuştu.

Şirketin geçmişinin 1946 yılına dayandığını anlatan Tatlıcı, “Dedem (aynı zamanda adaşı) Abdurrahman Tatlıcı tarafından Ankara kurulan şirketimiz, 1988 senesinde dedemin vefatına kadar 3 kuşağın bir arada olduğu işletmeydi. Aile şirketi olmanın zorluklarını da yaşadık. 1997 yılında ise yoluma tek başıma devam etme kararı aldım” dedi.

Şirketleşme Süreci Uzun, Zorlu ve Verimli Oldu

Geleneksel yöntemleri kullanarak üretim yapma yolundan gittiğini bunun da tüketici nezdinde beğeniye dönüştüğünü anlatan Abdurrahman Tatlıcı, şunları söyledi:

“Geleneksel firma yapısından kurumsal ve ulusal bir yapıya sahip olma yolunda sıkıntı süreçler yaşadık. Çalışanlarımız, müşteri portföyümüz geleneksellikten hemen ödün vermediler. Hammadde tedarik sürecinden pazarlamaya kadar birçok alanda kendimizi yeniledik ve değiştirdik. Başka çaremiz yoktu, bu işi tamamlamalıydık. Önemli harcamalar ve büyük çabalar sarf ettik. Bizi motive eden 50 yıllık bir markanın olmamız ve hak ettiğimiz değeri görme arzumuzdu. Çünkü Türkiye’de geleneksel marka sayısı giderek azalıyor. Yerli markalardan ödün verilmemesi gerektiğine olan inancımızla hareket ettik. 2001’den günümüze kadar küresel ekonomik krizlerden elbette payımızı aldık ama ümitsizliğe de kapılmadık. Her kriz döneminde kendimizi yeni döneme adapte etmeyi başararak, bir aile şirketi olma unvanını taşıdık.”

Sosyal medyanın dilindeki kakaolu fındık kreması. İçinde koruyucu ve katkı olmaması, fındık oranının da yüksek bulunması nedeniyle tüketicilerden her gün övgü alıyor.

Doğal Ürünler Tüketiciyi Sevindirdi

Tadıbu başta olmak üzere ürünlerinin tüketici nezdinde çok sevilmesinin ve doğal ürüne örnek gösterilmesinin kendiliğinden gelişen bir süreç olduğunu, bunun için bir sosyal medya çalışması, reklam yapmadıklarını anlatan Abdurrahman Tatlıcı, “Biz geleneksel tahin, tahin helvası lokum ve kakaolu fındık etmesi üretimi yapıyoruz. Geleneksel derken ürünü değil imalatı da geleneksel yollarla yapıyoruz. Tahinimizi hala büyük değirmen taşlarıyla öğütüyor helvamızı hala geleneksel katkısız formülle üretiyoruz. Yeni ürünümüz kakaolu fındık kremasını da her ne kadar geleneksel bir ürün olmasa da aynı hassasiyetle katkısız ve koruyucusuz üretiyoruz. Rekabeti yoğun olduğu piyasa şartlarında herkesin yaptığı bir şeyi değil yapılmayanı yapmak zorundayız. Firma prensibi ve anlayışımız, hangi konuda olursa olsun maddi kaygıyla değil hizmet gayesi ile yapmaktır. Bu düşünce ile de Yüce Yaradan desteklendiğimize inanıyoruz. Bu nedenle önce insan diyoruz” şeklinde konuştu.

Abdurrahman Tatlıcı ve Tatlıcı Ailesi

Tüketici Ürünleri Sorgulamalı

Son dönemde piyasada birçok ürünün içerdiği koruyucu ve kimyasalların yanı sıra palm yağı nedeniyle tüketicinin yoğun eleştiri konusu olduğunu hatırlatan Abdurrahman Tatlıcı, “Ürünlerin kalitesini önce gözle kontrol etmek gerekir. Etiket bilgisi, çok önemli. Yiyeceğimiz basit bir ürünün içine neden bu kadar çok katkı maddesi konmuş, lütfen iyice araştıralım. Sonra koku ve tat unsuru değerlendirebiliriz. Şu anda Türkiye genelinde çok büyük bir bölümün de bulunurluğumuz var dış piyasada Almanya Amerika Hollanda ve İngiltere de ürünümüz var. E ticaret konusunda kendi Helvaburada.com  isimli bir sitemiz var bunun yanında ürünümüzü bulabileceğiniz onlarca site var. Belli sitelerin çalışma şartlarını beğenmiyoruz. Biz satış konusunda yine geleneksel olanı tercih ediyoruz” diye konuştu.

İyi Malın Alıcısı Hep Oluyor

Reklam yerine üretime ağırlık verdiklerini de anlatan Tatlıcı, “Ürünlerimiz girdiği noktalarda ve bölgelerde seviliyor çok yoğun reklam yapmıyoruz herkesin bir kere görmesini istiyor ve üstümüze düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Biz iyisini yapıyoruz haberiniz olsun, gerisini kendileri bilir. Sektör olarak her ürünün kendine göre meraklısının olduğuna inanıyor ve çok genişleyebileceğimizi düşünmesek de iyi malın her zaman alıcısının bulunacağı inancını yitirmiyoruz” ifadelerini kullandı.