Acer EMEA, Yeşil Lojistik Üzerine Odaklanıyor: Elektrikli kamyonlar, biyoyakıt ve kesintisiz emisyon takibiyle 2025 sonuna kadar 2.470 ton CO₂ tasarrufu elde edecek. Kuehne+Nagel ile yenilenen iş birliği: Sıfır etkili bir tedarik zinciri için sürdürülebilir taşımacılıkta izleme araçları ve “yeşil” yeniden yatırım mekanizmaları devreye alındı. DSV ile yeni iş birliği: Emisyonu düşük tedarik zincirleri oluşturmak amacıyla izleme araçlarına ve karbon azaltımına yönelik yatırım.
Acer, tedarik zincirindeki CO₂ emisyonlarını 2023’teki -274 ton seviyesinden, 2025 sonuna kadar -2.470 tona ulaşmayı hedefleyen iddialı bir yol haritası izliyor. Bu hedef; elektrikli taşımacılık, sertifikalı biyoyakıt kullanımı ve şirket içi geliştirilmiş kesintisiz emisyon izleme araçlarının bir arada kullanılmasıyla gerçekleştirilecek.
Eylül 2025’ten itibaren, Hollanda’da ilk elektrikli kamyon sevkiyatları başlayacak; bu, yerel emisyonları önemli ölçüde azaltacak ve kentsel bölgelerdeki hava kalitesinin iyileşmesine katkıda bulunacak. Ayrıca, Kuehne+Nagel ile işbirliği kapsamında Hydro Vegetable Oil (HVO) ve diğer biyoakülerin benimsenmesi için de, geleneksel fosil yakıtların yerini alması ve lojistik karbon ayak izini azaltması hedeflenen projeler yürütülüyor.
Bunlara ek olarak, şirket içi geliştirilen ve kullanılan bir araç her bir sevkiyatın CO₂ emisyonunu takip ederek şeffaflığı artırıyor ve çevresel verimliliği optimize etmeye yönelik hedefe yönelik aksiyonların alınmasını sağlıyor.
Acer’ın lojistik yönetimi büyük hacimlere dayanıyor: Her yıl denizyoluyla 5.000’den fazla TEU (Twenty-foot Equivalent Unit), karayoluyla 3.000’den fazla FTL (Full Truckload) ve 12’den fazla kargo uçağı eşdeğerinde sevkiyat havayoluyla gerçekleştiriliyor. Ana çıkış noktalarını Çin limanları ve sanayi merkezleri, varış noktalarını ise Avrupa ile EMEA bölgesi oluşturuyor.
Acer’ın EMEA Tedarik Zinciri Kıdemli Direktörü Riccardo Bernasconi, deniz taşımacılığına yönelik tercihin belirgin bir sürdürülebilirlik hedefinden kaynaklandığını belirterek, “Çevresel etkisi daha düşük olan taşıma seçeneklerini tercih ediyoruz. Bu yaklaşım, hava ve deniz-hava taşımacılığının (örneğin Dubai üzerinden) azaltılmasıyla destekleniyor. Ayrıca, kamyonla karayolu taşımacılığı ve jeopolitik nedenlerle şu an askıya alınan demiryolu seçenekleri de değerlendiriliyor. Bernasconi, “Süveyş Kanalı krizi gibi olaylar, maliyetleri yüzde 25-30’a varan oranlarda artırabiliyor ve aynı zamanda çevresel ayak izini de etkiliyor. Bu nedenle, hem ekonomik verimlilik hem de sürdürülebilirlik açısından taşıma tercihleri kritik önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
2022 yılında sevkiyatların konsolide edilmesi sayesinde 779 kamyon seferi azaltıldı ve 593 ton CO₂ emisyonunda 593 tonluk azalma sağlandı. Sürdürülebilir Deniz Yakıtı (SMF) tercihi ise yüzde 85’e varan emisyon azaltımı sağlayarak sektörde oldukça ileri teknik sınırlara ulaşılmasına olanak tanıdı.
Acer’ın çevreci girişimlerinin başarısı, şirket bütçelerini yeniden yatırıma dönüştüren ve sözleşmesel cezaları sürdürülebilirlik projelerine fon olarak aktaran etkin bir iç mekanizma ile destekleniyor. Bu yaklaşım, emisyon azaltımı girişimlerini finanse etmek için hem sürekliliği hem de kaynakları garanti altına alıyor.

“Lojistik danışmanları olarak müşterilerimizin iş modellerini dönüştürmelerine yardımcı oluyor; değer zincirlerini kârlı, sürdürülebilir ve geleceğe şimdiden uyumlu hale getirecek şekilde stratejik olarak tasarlıyoruz.” diye açıklıyor Kuehne+Nagel Sürdürülebilirlik Müdürü Ave Stella Maris Crotti ve ekliyor: “ESG taahhüdümüzü eyleme dönüştürmek için iş birliği ve şeffaflık kritik öneme sahip.”
Kuehne+Nagel ve DSV ile kurulan stratejik ortaklıklar, Acer’ın yenilik kapasitesini ve uzmanlığını güçlendirirken; sürdürülebilir lojistik alanında araştırma-geliştirme çalışmalarını desteklemek için SUPSI (Güney İsviçre Uygulamalı Bilimler Üniversitesi) ile yapılan akademik iş birlikleriyle de tamamlanıyor.
Acer, aynı zamanda, yedek parça yönetiminde verimliliği artırmayı da hedefliyor. Şirket, Avrupa’nın “Onarım Hakkı” direktifine hazırlık amacıyla yedek parça erişilebilirliğini artırıyor ve atıkları ile çevresel etkiyi azaltmak için yönetim süreçlerini optimize ediyor.
Acer’ın dahili anakart onarım sistemi, arızalı bileşenlerin değiştirilerek yeniden kullanıma kazandırılmasını sağlıyor. Bu sistem, geri dönüşüm ve yenileme faaliyetlerini teşvik ederek çevresel etkinin önemli ölçüde azaltılmasına katkıda bulunuyor.
“Sürdürülebilirlik şirket kültürümüzün bir parçasıdır,” diye ekliyor Acer EMEA İnsan Kaynakları Kıdemli Direktörü Trivikram Jayacham: “Bu nedenle, çevresel etkimizi azaltmayı önceliklendiren yenilikçi iş modellerini benimseyerek ‘proaktif bir yol’ izlemeye başladık. Çalışanlarımız tarafından küçük ancak büyük takdir gören projeler arasında, elektrikli araçlar için şarj istasyonları ve çalışma saatleri içinde sürdürülebilir hareketliliği teşvik etmek amacıyla ücretsiz sağlanan eBisikletler/eSkutırlar bulunuyor.”