P&G ve Pantene’i eleştirmek

Global dev Procter & Gamble, birçok alanda sponsorluk anlaşmaları yapan önemli bir şirket. Artık tüketici ve izleyici nezdinde hükmü kalmamış bir magazin töreninde Pantene markasıyla sponsor olması ve verilen bir ödül büyük tepkiye neden olurken, P&G’nin Olimpiyat Anneleri gibi birçok madalyalı başarısı ise çok çabuk unutuluyor…

Procter & Gamble, Türkiye’ye en çok yatırım yapan ve istihdam sağlayan dünya devleri arasında yer alıyor. Daha kısa süre öncesine kadar Orkid markasını da bünyesinde bulunduran şirketin, bir zincir mağazadaki kasiyerin tüketciye markanın ismini söylediği için yediği dayak sonrası ‘yüksek maaşlı iş teklifi’ sosyal medyada taktir konusu yapılırken, şimdi şirketin Pantene markasının sponsor olduğu ve çoktan anlamını yitirmiş bir magazin ödülündeki sponsorluğu sorgulanıyor. Mesele Pantene’in sponsor olduğu Altın Kelebek Ödülleri’nde İbrahim Tatlıses’in Yaşam Boyu Onur Ödülü’nü alması.

Tatlıses, Türkiye’nin en ünlü ismi olmasının yanında kadına yönelik şiddet haberleriyle de her zaman medyanın önünde bulundu. Bunu gizlemeyen açıklamalarıyla da adeta bu durumu meşrulaştırmaya çalıştı. Kadına şiddetin ayyuka çıktığı, günde maalesef birkaç kadının katledildiği Türkiye’de bu ödülün Tatlıses’e gitmesi haliyle Pantene markasına okları çevirdi.

Eleştirenler haksız değil.

Fakat eleştiride dozu kaçırmak biraz haksızlık oluyor.

Kadına şiddet asla tavsip edilmemeli.

Fakat Procter & Gamble şirketinin verdiği destek ile Türkiye’den birçok Olimpiyat Şampiyonu sporcu çıktı. Üstelik şirket bu desteğini 10 yıldır ara vermeden sürdürüyor ve 2028’e kadar da uzatma kararı aldı.

Burada şirketin şapkasını önüne koyup, düşünmesi gerekir.

Dizi ünlülerine reklam yüzü olması için Pantene’nin her yıl verdiği milyonlarca dolar para yerine, kadın sığınma evleri, kadınlara yönelik şiddeti önleyecek organizasyonlar ve diğer sosyal çalışmalara ağırlık verilmesinin kimseye faydası olmayan bu sığ magazin ödüllerinden daha önemli olduğu ortada.

P&G gibi bir şirketten beklenen topluma sunduğu katkıyı ve sosyal çalışmalarını daha da yoğunlaştırması ve bu krizi, kadınlarla dayanışma adına bir hırsa dönüştürmesi yönünde olmalı.